Saadet Partisi Küçükçekmece İlçe Başkanı Feyzullah Çürük, 10–17 Aralık İnsan Hakları Haftası kapsamında yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’de ve dünya genelinde artan hak ihlallerine dikkat çekerek kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. Çürük, insan haklarının “adaletin en temel ölçüsü” olduğunu vurgulayarak Saadet Partisi’nin bu konudaki kararlı duruşunu yineledi.
Açıklamasında, hukukun üstünlüğünün esas alındığı, ayrımcılığın kaldırıldığı, sosyal destek mekanizmalarının güçlendirildiği ve ifade özgürlüğünün güvence altına alındığı bir düzeni savunduklarını dile getiren Çürük:
“İnsan Hakları Haftası, bizim için yalnızca bir hatırlatma günü değil; insan onurunu merkeze alan adil bir düzen kurma sorumluluğumuzu yeniden ifade ettiğimiz bir zaman dilimidir.” dedi.
Çürük, dünyanın birçok bölgesinde yaşanan ağır insan hakları ihlallerine dikkat çekerek şu değerlendirmelerde bulundu:
Gazze ve Batı Şeria’da soykırım, kuşatma ve bombardımanın sivilleri açlık ve susuzluğa mahkûm ettiğini,
Sudan’da iç savaş ve etnik temizlik nedeniyle milyonların yerinden edildiğini,
Doğu Türkistan’da Uygurların zorla çalıştırma, keyfî gözaltılar ve kültürel asimilasyon politikalarıyla temel haklarından yoksun bırakıldığını,
Kongo’da doğal kaynak sömürüsü, silahlı çatışmalar ve cinsel şiddetin milyonların yaşam mücadelesini zorlaştırdığını,
Yemen’de savaş, abluka ve salgın hastalıkların insanlık dramını derinleştirdiğini ifade etti.
Çürük, uluslararası kamuoyunun gecikmiş veya failin gücüne göre şekillenen tepkilerinin insan hakları söylemini zayıflattığını belirterek:
“Hak ihlallerine verilen tepkilerin failin kimliğine göre değişmesi, insan hakları normlarının inandırıcılığını aşındırıyor ve mağdurların adalet duygusunu zedeliyor.” dedi.
Bu tutarsızlığın küresel ölçekte derin bir güvensizlik oluşturduğunu da vurguladı.
Feyzullah Çürük, devletlerin hukuk dışı uygulamalara karşı açık ve ilkeli bir duruş sergilemesi gerektiğini söyleyerek uluslararası topluma şu çağrıda bulundu:
“Uluslararası toplum; savaş suçları ve ağır hak ihlalleri karşısında yaptırım uygulamak, diplomatik baskı oluşturmak, silah satışlarını sınırlamak ve bağımsız soruşturma mekanizmalarını devreye sokmak zorundadır. İnsan haklarının korunması ertelenemez bir görevdir.”
Haber: Engin Zafer – Küçükçekmece Haber Ajansı
Yorumlar